Blog

Çocukların Dahiliklerinin Köreltilmesine Neden Olan Faktörler Nelerdir ?

Çocukların dahiliklerinin köreltilmesi veya sindirilmesi sürecinde bir çok farklı etkenler söz konusudur . Bu etkenlerin başlıcaları , toplumdaki aile , okul ve medya olarak nitelendirilen kurumlarının kendilerinden gelmektedir.

Dahiliklerinin Köreltilmesinde Ailenin rolü

çocuğun Dahiliklerinin Köreltilmesinde ailenin rolü
Çocuğun Dahiliklerinin Köreltilmesinde Ailenin Rolü

Bir öğrencinin ev hayatı , onun en güçlü öğrenme yaşantısını temsil eder ; çünkü , eğitimcilere göre , hayatın ilk anlarından itibaren ebeveyn ( anne ) ile çocuk arasında oluşturulan ” duygusal bağ , ” öğrenmenin temel taşını oluşturmaktadır .

Nitekim , bazı araştırmacılara göre , çocuğun öğrenmesi ana rahminde başlatılmalıdır ; çünkü , hayatın ilk haftaları çocuğun öğrenme yeteneği için kritik bir öneme sahiptir ve çocuğun daha sonraki öğrenmesi üzerine büyük bir etkisi söz konusudur Dolayısıyla , güdüleyici bir ev hayatı , çocuğun daha sonraki hayatında elde edeceği başarıları üzerinde önemli etkilere sahiptir Ancak , ev hayatının çocuğun öğrenmesi üzerinde negatif etkileri de söz konusudur Bu etkileri , başlıca dört faktörle açıklamak mümkündür :

  1. Ailedeki duygusal yıpranmışlık ,
  2. ailedeki sefalet veya yoksulluk ,
  3. ailenin hızlı – yaşam tarzı
  4. ailedeki katı veya değişmez ideolojilerdir.

1. Ailedeki duygusal yıpranmışlık

Bazı aileler , alkolik , uyuşturucu bağımlısı , depresyona girmiş veya kronik öfkeye yakalanmış üyelere sahip olabilmektedir Ailelerin bu gibi problemlere sahip olan rol modelleri , bu problemlerini bütün aile sistemine de aksettirmekte ve çocuklarda birtakım davranış bozukluğuna veya öğrenme problemlerine neden olan ” yoğun stresin ” ortaya çıkmasına sebep olabilmektedirler.

Duygusal olarak yıpranmış ailelerden gelen çocukların zindelikleri , örneğin , çoğu kez ” aşağılanmalarla ” veya ” hakaretlerle ” ket vurularak köreltilmekte , yaratıcılıkları cezalandırılmakta veya görmezden gelinmekte ve canlılıkları da ailenin yaşamakta olduğu ağır depresyonlar altında ezilmektedir . Bu gibi durumlarda yaşamakta olan çocukların hata yapmak , yeni fikirler üretmek veya dış dünyayı keşfetmek gibi şansları ve istekleri yok edilmektedir.

Zira , alkolik ve uyuşturucu bağımlısı ebeveynler , çocuğun doğal dahiliğini sakatlayan özel problemler yaratırlar Gebelik esnasında içki veya uyuşturucu kullanan anneler , örneğin , daha cenin halindeki çocuğun hassas bir şekilde gelişen sinir sistemini tahrip edebilir ve çocuğun ileride tamir edilmez bir şekilde beynini zedeleyebilirler Dolayısıyla , bu gibi durumlarda , çocuklar , daha doğuştan itibaren kendi iç – dahiliklerini açığa vurmada çeşitli engellerle karşı karşıya kalabilmektedirler.

2. Ailedeki yoksulluk

Bazı ailelerin , toplumdaki çeşitli sosyal ve ekonomik eşitsizliklerden dolayı çocukları için güdüleyici ev ortamları sağlamakta parasal bakımdan büyük sıkıntılar içinde olduğu bilinmektedir Yoksulluk içinde olan bu tür aileler , günlük zamanlarının çoğunu aile üyeleri için yeterli yiyecek veya giyecek çocuklarının meraklarını , temin etmekle harcadıklarından yaratıcılıklarını veya keşfetme ihtiyaçlarını desteklemek için gerekli bulamayabilmektedir olan enerjiyi kendilerinde

Dolayısıyla , yoksulluk , ailede çocukların zindelik ve neşeliklerini körelten duygusal stres ortamı oluşturmakta ve hatta bazen yetersiz beslenmeden dolayı çocukların beyin hücrelerinin normal gelişimi engellemektedir . Bu nedenle de , yoksulluk , daha doğumdan itibaren , bazı çocukların doğal dahilik niteliklerini geliştirmedeki potansiyellerini sınırlamaktadır.

3. Ailenin hızlı – yaşam tarzı

Bazı ebeveynlerin yeterli parasal veya ekonomik kaynaklara harcayamadıkları ve gerekli eğitim de – geçmişlerine sahip olmalarına karşın , hızlı bilinmektedir . Genellikle veya telash hayat tarzlarından ötürü , çocukları ile fazla zaman profesyonel mesleklerinde başarılı olan bu bireyler , mesleklerinde daha da ilerlemek için çok çabaladıklarından dolayı , çocuklarına yeterli zaman ayıramamaktadırlar.

Çocukları için zaman harcama fırsatları bulduklarında ise bu aileler , çocuklarını genellikle hızlandırılmış ögretim faaliyetleri yürütmekte olan çeşitli kurumlar ( örneğin , eğilimindedirler . dershaneler veya özel eğiticiler ) yoluyla , aradaki mesafeyi kapatma Diğer bir deyişle , hızlı – yaşam tarzına sahip olan aileler , genellikle , çocuklarının öğrenmek için hazır olmadıkları belli bilgileri elde etmeleri için onlara baskı uygulamaktadırlar . Bu baskının bir sonucu olarak da , çocuklarda depresyon , baş ağrısı , mide ağrısı veya sinir tikleri gibi birtakım stres belirtileri ortaya çıkabilmekte ve çocuklarının birtakım öğrenme güçlüklerine sahip olmalarına neden olabilmektedir .

Bunun sonucu olarak da , söz konusu olan bu çocuklara , dahiliklerini doğal olarak ve kendilerine özgü yollarla açığa çıkarma fırsatları verilmediğinden , bu çocukların çoğu ya öğrenme işini bırakmakta ya da ergenlik yaşlarına erişmeden önce duygusal bakımdan tükenmektedirler .

4. Ailedeki katı ideolojiler

Bazı ebeveynler çocuklarını , kendilerinin sahip oldukları düşünce veya inanç sistemlerini paylaşmayan diğer insanlara karşı nefret veya korku duygularını aşılayan bir ev ortamı içerisinde yetiştirmektedirler . Bu düşünce sistemleri , politik açıdan sağ veya sol fraksiyonları temsil edebilmekte veya ahlaki ve felsefi bir yapıda olabilmektedir . Burada önemli olan husus , ailelerin sahip oldukları düşünce sistemlerinin içeriği veya mahiyeti değil , fakat kendilerinin dışındakileri tamamen dışlamalarında ve kendileri dışındakilere karşı çocuklarında korku veya nefret aşılamalarında uyguladıkları baskılardır .

Böyle ortamlarda büyüyen çocukların , diğer bilmek ve davranmak için kullanabilecekleri yollar hakkındaki doğal merakları engellenmekte ve toplumdaki farklılığa karşı olan hassasiyetleri köreltilmektedir . Bunun sonucunda da , ön yargılı bireyler olarak yetişen bu çocuklar , toplumda güvenli , tanıdık , basit ve kesin fikirler veya yaşantılar sağlayacak ortamları tercih etmekte ve eğitimde risk almaktan , toleranslı olmaktan veya esnek bir yapıda düşünmekten kaçınır bir tutum sergilemektedirler .

Dahiliklerinin Köreltilmesinde Okulun rolü

Çocuğun Dahiliklerinin Köreltilmesinde Okulun Rolü
Çocuğun Dahiliklerinin Köreltilmesinde Okulun Rolü

Ev ortamından kaynaklanan nedenlerden ötürü dahilikleri bastırılan birçok çocuklar için okullar , çoğu zaman bu bastırma sürecine katkı sağlayan veya dahiliğin sahip olduğu nitelikleri sindirmeye devam eden kurumlardan başka bir şey değildir Öğrencilerin dahiliklerini sindiren okula – dayalı etmenler arasında

  1. Okullarda uygulanan testlerin ve değerlendirme süreçlerinin yapılanı ,
  2. Öğrencilerin belli yeteneklere göre etiketlenmesi ve seviyelendirilmesi ,
  3. Öğretmenlerin ders kitaplarına olan bağlılıkları
  4. Öğretim etkinliklerinin sıkıcılığı gibi faktörler sıralanabilir.

1. Okullarda uygulanan testlerin yapısı

Testler , öğrencilerin dahiliklerini kısıtlayan faktörlerin başında gelir . Çünkü , testler , bir anlamda , öğrencilerin ne öğreneceklerini , hangi hızda öğreneceklerini ve içeriği hangi yollarla içselleştireceklerini belirlemektedir . Dolayısıyla , testlerde olmayıp , fakat öğrencilerin meraklarını , yaratıcılıklarını veya mucitliklerini güdüleyen bilgiler veya düşünceler genellikle öğretmenler tarafından görmezden gelinmektedir . Çünkü , testlerde sorulmayacak sorular veya yer almayacak konular üzerinde zaman harcamak , bir anlamda , öğrencileri başarısızlığa sürüklemek olarak Sınıftaki Dâhileri Uyandırmak 107 nitelendirilmektedir . Bu nedenle de , testlerdeki sorular büyük ölçüde sınıftaki öğretim programının özünü oluşturmakta ve testler dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir . öğretim etkinliklerinin planlanması da , genellikle söz konusu bu

2. Öğrencilerin belli yeteneklere göre etiketlenmesi

Öğrencileri belli yeteneklerine göre ” hızlı öğrenenler , ” ” yavaş öğrenenler , ” ” motivasyonu düşük olanlar , ” ” başarısız olma riski altında olanlar ” veya ” birtakım öğrenme güçlüklerine sahip programlar düzenlemek , bir olanlar gibi sıfatlarla etiketlemek ve onlara yeteneklerine göre anlamda , çocukların yapabileceklerini değil , fakat ne yapamayacaklarını ortaya çıkarmak demektir . Ancak , daha okulun ilk günlerinden itibaren bu gibi sıfatlarla etiketlenen çocukların bir çoğu , ilerleyen olabilmektedirler . yaşantılarında yaratıcı , meraklı , keşifçi , duyarlı ve oyun ruhlu

3. Öğretmenlerin ders kitaplarına olan bağlılıkları

Ders kitaplarının bir çoğu ticari amaçlarla yazılmaktadır ; bu nedenle de , ders kitaplarında öğrencilerin yaratıcılıklarını , meraklarını veya öğrenmek için motive olmalarını sağlayacak etkinliklere yeterince yer verilmemektedir . Çünkü , ders kitaplarının temel amacı , belli bir disiplin alanına ai t bilgilerin kapsamlı bir şekilde tanıtılması ve işlenmesidir .

4 . Öğretim etkinliklerinin sıkıcılığı

Günümüzde bir çok okul , öğretimde birliğin ve sürekliliğin , sınıf yönetimindeki verimliliğin veya her ders için belirlenmiş öğretim amaçlarının gerçekleştirilmesinin sağlanması adına , öğrencilerdeki yaratıcılığı , merakı ve canlılığı kurban etmektedir . Çünkü , okullar , belli bir yıl boyunca uygulayacakları öğretim etkinliklerini zamana göre düzenlemekte ve zaman çizelgesinin dışına çıkan öğretmenleri de , genellikle mesleki açıdan eksik ya da yetersiz olarak değerlendirmektedir .

4 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu